Urfa’da
Yazarlık ve Yazar Olmak IV
Geçen
hafta Urfalı yazar Şahin Doğan ile ilgili kısa bir giriş yapmıştık. Bu yazıda
da Doğan’ın kitaplarına kısaca değineceğiz, böylece yazarın düşünce yapısını ve
dünyaya bakışını da öğrenmiş olacağız.
Doğan’ın
son kitabı Ezeli Mağluplar kitabına değineceğiz.
Ezeli
Mağluplar yazarın okuduğu
yazarlara dair kimi eleştiri kimi methiye tarzında harmanladığı yazılarında
oluşuyor. Yazıların bir sistematiği yok. Daha önce gazete, dergi ve web
sayfalarında yayınladığı yazıların, yayınlanmış tarihiyle kitaba alınmış.
Yazarın düşünce yapısındaki gelişimi görmek açısından önemli olabilir; ancak
aynı yazarla ilgili yazdığı makalelerin farklı yerlerde olması okuyucu için bir
dezavantajdır. Çünkü derli toplu bir bilginin önüne geçilmiş olmaktadır.
Yazıların yayınlanma tarihlerine göre değil de, konularına göre makaleler
sıralansaydı daha verimli olabilirdi. Tabii bu bir teknik eksikliktir.
Makaleler bağımsız olduğundan roman okur gibi okumaya gerek yoktur. İlginizi
çeken makaleleri dağınık da okuyabilirsiniz.
Kitabın en önemli eksikliği yazarın ‘Ezeli
Mağluplar’ ifadesinden ne anlamamız gerektiğini belirtmemiş olmamasıdır.
Yazarın da ‘Ezeli Mağluplar’dan neyi kast ettiğini de kitap boyunca
anlamıyoruz. Ezeli Mağluplar’dan ifadesinde de yazarın net bir düşünce ortaya
koymadığını anlamak zor değildir. Abdülkadir Satış’ın takdim/tanıtım yazısının
başlığı ‘Ezeli Mağluplar ya da Hakikate Dair Sözler’ olmasına rağmen Ezeli
Mağlup’tan ne anlamamız gerektiğine değinilmemiş, sadece yazarın değindiği bazı
yazarlara dair düşünceler yere verilmiş. Bu konuya özellikle değinmemin nedeni
kitabın kilit kısmını oluşturmasıdır. Yazar bir tespitte bulunmuş, hatta bir
idea ortaya atmış; ama altını boş bırakmıştır…
Türk
Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde Mağlup:
“yenik, yenilmek; isteğine karşı duramamak, gerçekleşmemesi gereken bir şey
için iradesizlik gösterip direnememek ve yapılmasını kabul etmek.” Anlamına
geliyor ki sözcüğün anlamı herkesin malumudur. Ancak kitapta geçen düşünürlerin
neden yenik olduğunu yazar bize bir türlü izah edemediği gibi, yazar kitabında
birçok yazardan da övgü ile bahsetmektedir. Tabiri caizse takdir etmektedir.
Şayet bu yazarlara takdire şayan ise, neden mağlup sınıfına alınmıştır?
İkincisi yazar hala hayatta olan yazarları yenik/mağlup ilan etme cesaretini
neye dayanarak göstermektedir? Haydi, yüzyıl önce ölmüş bir yazar, filozof için
iyi kötü bir yargıda bulunulabilir; ama hala hayatta olan bir düşünür ve yazar
hakkında yargıda bulunmak ve bir tanımın içine hapis etmek ne kadar doğrudur?
Diğer
bir konu ise, neye göre bu yazar ve düşünürler mağluptur. Halbuki bugünün
düşünce yapısının temelini atan ve hala etkisini devam ettiren kişileri nasıl
mağlup ilan edebiliriz. Yine kitapta geçen Sezai Karakoç, Mustafa İslamoğlu,
İsmet Özel, Ali Bulaç, Ahmet Altan vd. kişilerin şuan toplumda karşılığı olan
yazarlardır. Takipçileri, sevenleri binleri bulan bu yazarlar neye göre
mağlupturlar?
Yazarın
değerlendirmelerinde mağlup olmaya dair bir ölçüsü yoktur. Mağlubiyet
olumsuzluk bildirir, başarısızlık içerir. Hâlbuki kitapta geçen yazar ve
filozoflar alanında başarılı ve kimi dünyaya, kimi Türkiye’nin sınırlarında
kendilerini kanıtlamış insanlardır. Ayrıca yaşayanlar için kararı tarih verir.
Ve bu tarih gelmemiştir.
Kitabın
bu önemli eksikliğini bir kenara bıraktığımızda yazarın eleştiri süzgecinin
hakkını vermek gerekir. Çözümlenen konularda yazar ciddi bir emek vermiştir.
Kitapta geçen yazarların düşüncelerine dair sorgulamalar yapmak isteyenler için
kitap örnek bir çalışmadır. Kimi yerde sert eleştiriler, kimi yerde methiyeler
birbirine karışsa da okunmayı hak etmektedir. Bu kadar yazara dair eleştiri
sunmak ve değerlendirmelerde bulunmak kolay değildir. Özellikle hayatta olan
yazarlara dair yapılan değerlendirmeler cesaret ister. Herkesin herkesi
kolladığı bir zaman diliminde tarafsız kalemlere ihtiyacımız olduğunu Şahin
Doğan hatırlatmaktadır.
Yazarın:
“Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa”, “Entelektüel Yalnızlık” diye iki kitaba daha
vardır. Biz burada sadece bir kitabına değinmekle yetineceğiz. Urfa’nın mekânlarda
yatan ölümsüz ruhunu hissetmek, şehrin kulağımıza fısıldadığı tarihin canlı
şahidi evlerin, sokakların, camilerin bizi biz yapan kültürün izleri
kulaklarımızda çınlayacaktır. Her gün gördüğümüz, dokunduğumuz ve adımladığımız
sokakların farklı bir gözle görmek isteyenler için “Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa”
kitabını okumayı unutmayın.
Osman Tatlı
osmantatlı@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder