2 Ocak 2020 Perşembe

Urfa’da Yazarlık ve Yazar Olmak IV


Urfa’da Yazarlık ve Yazar Olmak IV

Geçen hafta Urfalı yazar Şahin Doğan ile ilgili kısa bir giriş yapmıştık. Bu yazıda da Doğan’ın kitaplarına kısaca değineceğiz, böylece yazarın düşünce yapısını ve dünyaya bakışını da öğrenmiş olacağız.

Doğan’ın son kitabı Ezeli Mağluplar kitabına değineceğiz.

Ezeli Mağluplar yazarın okuduğu yazarlara dair kimi eleştiri kimi methiye tarzında harmanladığı yazılarında oluşuyor. Yazıların bir sistematiği yok. Daha önce gazete, dergi ve web sayfalarında yayınladığı yazıların, yayınlanmış tarihiyle kitaba alınmış. Yazarın düşünce yapısındaki gelişimi görmek açısından önemli olabilir; ancak aynı yazarla ilgili yazdığı makalelerin farklı yerlerde olması okuyucu için bir dezavantajdır. Çünkü derli toplu bir bilginin önüne geçilmiş olmaktadır. Yazıların yayınlanma tarihlerine göre değil de, konularına göre makaleler sıralansaydı daha verimli olabilirdi. Tabii bu bir teknik eksikliktir. Makaleler bağımsız olduğundan roman okur gibi okumaya gerek yoktur. İlginizi çeken makaleleri dağınık da okuyabilirsiniz.

Kitabın en önemli eksikliği yazarın ‘Ezeli Mağluplar’ ifadesinden ne anlamamız gerektiğini belirtmemiş olmamasıdır. Yazarın da ‘Ezeli Mağluplar’dan neyi kast ettiğini de kitap boyunca anlamıyoruz. Ezeli Mağluplar’dan ifadesinde de yazarın net bir düşünce ortaya koymadığını anlamak zor değildir. Abdülkadir Satış’ın takdim/tanıtım yazısının başlığı ‘Ezeli Mağluplar ya da Hakikate Dair Sözler’ olmasına rağmen Ezeli Mağlup’tan ne anlamamız gerektiğine değinilmemiş, sadece yazarın değindiği bazı yazarlara dair düşünceler yere verilmiş. Bu konuya özellikle değinmemin nedeni kitabın kilit kısmını oluşturmasıdır. Yazar bir tespitte bulunmuş, hatta bir idea ortaya atmış; ama altını boş bırakmıştır…

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğünde Mağlup: “yenik, yenilmek; isteğine karşı duramamak, gerçekleşmemesi gereken bir şey için iradesizlik gösterip direnememek ve yapılmasını kabul etmek.” Anlamına geliyor ki sözcüğün anlamı herkesin malumudur. Ancak kitapta geçen düşünürlerin neden yenik olduğunu yazar bize bir türlü izah edemediği gibi, yazar kitabında birçok yazardan da övgü ile bahsetmektedir. Tabiri caizse takdir etmektedir. Şayet bu yazarlara takdire şayan ise, neden mağlup sınıfına alınmıştır? İkincisi yazar hala hayatta olan yazarları yenik/mağlup ilan etme cesaretini neye dayanarak göstermektedir? Haydi, yüzyıl önce ölmüş bir yazar, filozof için iyi kötü bir yargıda bulunulabilir; ama hala hayatta olan bir düşünür ve yazar hakkında yargıda bulunmak ve bir tanımın içine hapis etmek ne kadar doğrudur?

Diğer bir konu ise, neye göre bu yazar ve düşünürler mağluptur. Halbuki bugünün düşünce yapısının temelini atan ve hala etkisini devam ettiren kişileri nasıl mağlup ilan edebiliriz. Yine kitapta geçen Sezai Karakoç, Mustafa İslamoğlu, İsmet Özel, Ali Bulaç, Ahmet Altan vd. kişilerin şuan toplumda karşılığı olan yazarlardır. Takipçileri, sevenleri binleri bulan bu yazarlar neye göre mağlupturlar?
Yazarın değerlendirmelerinde mağlup olmaya dair bir ölçüsü yoktur. Mağlubiyet olumsuzluk bildirir, başarısızlık içerir. Hâlbuki kitapta geçen yazar ve filozoflar alanında başarılı ve kimi dünyaya, kimi Türkiye’nin sınırlarında kendilerini kanıtlamış insanlardır. Ayrıca yaşayanlar için kararı tarih verir. Ve bu tarih gelmemiştir.

Kitabın bu önemli eksikliğini bir kenara bıraktığımızda yazarın eleştiri süzgecinin hakkını vermek gerekir. Çözümlenen konularda yazar ciddi bir emek vermiştir. Kitapta geçen yazarların düşüncelerine dair sorgulamalar yapmak isteyenler için kitap örnek bir çalışmadır. Kimi yerde sert eleştiriler, kimi yerde methiyeler birbirine karışsa da okunmayı hak etmektedir. Bu kadar yazara dair eleştiri sunmak ve değerlendirmelerde bulunmak kolay değildir. Özellikle hayatta olan yazarlara dair yapılan değerlendirmeler cesaret ister. Herkesin herkesi kolladığı bir zaman diliminde tarafsız kalemlere ihtiyacımız olduğunu Şahin Doğan hatırlatmaktadır.

Yazarın: “Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa”, “Entelektüel Yalnızlık” diye iki kitaba daha vardır. Biz burada sadece bir kitabına değinmekle yetineceğiz. Urfa’nın mekânlarda yatan ölümsüz ruhunu hissetmek, şehrin kulağımıza fısıldadığı tarihin canlı şahidi evlerin, sokakların, camilerin bizi biz yapan kültürün izleri kulaklarımızda çınlayacaktır. Her gün gördüğümüz, dokunduğumuz ve adımladığımız sokakların farklı bir gözle görmek isteyenler için “Ruhumun Masalı Şehr-i Urfa” kitabını okumayı unutmayın.
Osman Tatlı
osmantatlı@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Unit 42: Dijital Parmak İzi Sanal yani ikinci bir hayat/yaşam mecrasının kapısını sonuna kadar açan internet artık bizim beşinci organım...