Yazar
Adayını Bekleyen Engeller
Yazar olmaya karar verdin veya
heves ettin. Her şey burada bitmiyor ey simurg, asıl mücadelen ve savaşın karar
vermenle başlıyor. Karar, seni harekete geçiren mekanizmadır, seni eyleme
geçiren görüntündür. Karar vermek kendi adına bir şey istemendir. Karar vermen,
geleceğini ne üzerine inşa edeceğine dair bir temel atmandır. Bundan dolayı
neye karar vermiş olduğun çok önemlidir ey simurg!
Bu hayat senin kararlarına
saygı duyacak kadar düz bir düzleme sahip değildir. Hayat, sürekli kararını
sana sorgulatır ve yüreğine sürekli şüphe tohumlarını serper. Gördüğün gibi
karar vermek yetmiyor, bir de kararını diri tutman, kararının arkasında durman
ve en önemlisi her gün kararına olan inancını tazelemen gerekiyor.
Kararından sonra, verdiğin
kararın yükünün ne kadar ağır olduğunu daha iyi anlayacaksındır. Yükü ağır olan
kararın, yüreğe verdiği sükûnetin tadının daha lezzetli olduğunu da fark
edeceksin. Bırak yükün ağır olsun ki alacağın lezzetin de tarifi olmasın.
Bırak
yükün ağır olsun ki, her önüne çıkan engeli aşarken yaşadığın heyecan bütün
bedenini sarsın ve tekrar yeni heyecanlar yaşama sevincinin peşinde kendini
koşar bulabilesin. Bundan daha güzel bir macera var mı ki.
Her güzel olanın önünde
engeller Çin Seddi gibi dizildiğini de sana hatırlatmak hayal ortaklığımız
adına bana düşüyor ve gelelim önümüze dizilmiş engellere bakalım:
I. İlk Engel ‘BEN’
Ey simurg, yolun önündeki en
büyük engelin kendin olduğunu unutma. Önce kendini aşmalı, kendini kendine
engel olmayacak şekilde eğitmeli ve kendini tanımalısın. Senin öndeki “Sen”
engelini kimse kaldıramaz. Ben’in önündeki engeli ancak insanın kendisi kaldırabilir.
Şayet kendine karşı direnirsen, yeni bir hayatın kapılarını aralamak sana zor
geliyorsa, yeni bir hayatta adım atmak da zorlanıyorsan, kendinle çelişkili ve
amansız bir savaş yaşıyorsan, önce bu meseleyi hal etmen gerekmektedir. Seni
tutan zincirleri kırman, parçalaman gerekmektedir. Seni bağlayan zincirleri
ancak sen parçalarsın, başkaları değil.
Her şey sende başlar ve sende biter;
diğerleri senin için dış sestir, yüreğinin etrafında dönerler ve yüreğinin
derinliklerine işlemezler. Bazen sana kısa süreli umut olurlar, bazen kendine
olan güvenini pekiştirirler ve durum sadece bundan ibaret kalır. Yüreğine ve
aklına ancak ve ancak sen ses geçirebilir, kendine dair gerçekleri sen izah
edip, ikna edebilirsin.
Yazarlık yolculuğunda en büyük
engeli olan “Seni” kontrol altına alabilirsen, sonraki adımları aşman daha
kolay ve hızlı olacaktır. Ancak “Ben” sorunuyla yola çıkarsan, diğer engellerle
beraber bir de kendinle uğraşacağını unutma. Hem kendin ile hem de diğer
engellerle uğraşmak enerjini daha fazla tüketecektir. En çok “Ben” sorunu senin
enerjini emecektir. Enerjin emildikçe, zayıflayacak ve diğer engellere yenilmen
kolay olacaktır. Sen güçlü olursan, kendi istediklerin konusunda kendini
inandırır ve tartışmaya kapatırsan kendine bir kalkan yapmış olacaksın ve
dışarıdan gelen diğer engeller oluşturduğun kalkana takılı kalacaklar ve sen
yolu yara almadan, sadece biraz yorularak geçmiş olacaksın.
Sana, Ben’in engel
şekillerinden bahsetmeyeceğim, çünkü herkesin “Ben engelli” farklıdır. Tek bir
şekil ve tek bir rengi yoktur. Ben, Bukalemun gibidir, tanınması ve anlaşılması
zordur ve tanınması zaman alır. Ben’in düşmanlığını anlamak da zordur. Ondandır
ki ilk ve en önemli tehlike Ben’dir.
Unutulmamalı ki dışarıdaki ve uzaktaki düşmanı tanımak kolaydır ve düşmana
karşı tedbiri almak zor değildir; ama iç(in)erdeki tanınmayan, bilinmeyen ve
sana sendenmiş gibi görünen casuslar daha tehlikeli oldukları kadar, onlara
karşı tedbirli olmak da zordur. Onun içindir ki ilk hedefimiz benliğimizdir.
Benliğimizin bize olan tutumunu yolculuğumuzda derin yaralara dönüştürmeden
tedavi etmek önemlidir.
Ey simurg unutma ki! Kararsız
bir benlik kadar tehlikeli bir şey yoktur.
Osman Tatlı
Hayalim Yazar Olmak kitabından
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder