Yazar
mı, Manken mi?
Yazarı
değerli kılan yaratıcılığıyla ortaya çıkardığı eserdir. Yazarın ruhunun bedene
bürünün kitap yazarın kişiliği, yazarın aklı ve duygunun dışa yansımasıdır.
Kitap yazarın kalbi ve beynidir. Kitap, yazarın hayatta öğrendiklerinin
aynasıdır. Kısacası kitap yazara, yazar kitaba can verir.
Yazarın
dünyaya açılan penceresi olan kitap maalesef popüler kültürün pençesinde can
vermeye zorlanmaktadır. Topluma, bireye yön vermesi gereken yazar popüler
kültürün kitaba ilgisizliğinin kurbanı olmamak için kendini ve eserini kurban
etme gafleti içine girmektedir.
Kitabı
satılmayan yazar kendini değersiz hissetme basiretsizliği içine girdiğinden,
kitabının çok satılması ve tanınmak adına kişiliğini yerlerde sürünmesine göz
yummaktadır. Yazmanın bile üstün bir meziyet olduğu bir zamanda yazarın kendini
basit görmesi, egosunun esiri olması ve kendini popüler kültüre teslim etmesi
kabullenecek bir durum değildir.
Yazar
kendi yazdıklarına güvenmiyorsa ve var olabilmek adına popüler kültüre
sığınarak kendini ispatlamaya çalışıyorsa yazar, yazar olmanın ruhunu
kavrayamamış demektir.
Çok
satan yani on bin yüz bin satan sözde yazarlara baktığımızda kitabın ruhu adına
utanmak yetmiyor. Çok kitap sattığını söyleyen bazı yazarlar, ya farkında
değiller ya da şişirilen egolarından dolayı durumu görmezlikten geliyorlar.
Evet,
üzücü, can yakan, insanı kahır eden, yazarlığı utanç hale getiren bazı sözde
yazarların imza günlerine kitap kapağındaki manken ile imzaya gelmeleridir.
Kitap satışını kitabının kapağındaki dizi, sinema, dj, blogger vb. popülere
borçlu olan sözde yazar bir de övüne övüne mankeni yanına oturtuyor ve sıraya
girmiş sözde okuyuculara ikisi imza atıyor. Yani önce yazar kitabı imzalıyor,
ardından kitabın kapağındaki manken kitabı imzalıyor. Aslında kitap imzası için
sıraya girenlerin çoğu mankeni görmek, sarılmak, öpmek ve fotoğraf çekmek için
gelmişlerdir. Yazarı değil, mankeni gördükleri için çığlık atan ergenlerin
gerçek bir yazarı utandıran bir manzaradır.
Yazar
da sonrasında çok kitap sattım diye kendisiyle övünmektedir. Yazdıklarına
güvenmeyen, yazdıkları ilgi görmeyen kişilerin mankenlere para vererek kitap
kapağına görsel koymaları ve bazılarının posterini kitap arasına koyması bir
yazar için övünülecek bir durum değil, utanması gereken bir zavallılıktır.
Nasıl
yazar oldukları tartışılan bu insanların kitap piyasasının kalitesini
düşürdükleri gibi, yazar imajını da lekelemektedirler.
Yıllarına
kitaba vermiş ve yazar olma sorumluluğunu omuzlarında taşıyanların medyatik
tanıdıklarının olmaması ve mankenlere tenazül etmemesi bu değerlerini düşürmez
ama kitap dünyası için bir haksızlıktır.
Bir
yazar nasıl olur da kendini bir mankenin gölgesinde bırakır. Düşüncenin
taşıyıcısı kutsal kitabı bir insanın fiziksel görüntüsüne kurban etme
ciddiyetsizliği gösterebilir. Haydi kitaba, yazarlığa saygınız yok, kendinize
de mi saygınız yok. Yanınızda bir manken taşımaya yüzünüz kızarmıyor mu?
Yüzünüzün kızarmayacak kadar mı kitap okumaya, bilgiye yabancısınız. Kitap
okuyucusu bile kitabı mankene tercih etmez. Yazar biri bunu nasıl yapar.
Yazar
kimliğinizi mankene borçluyken bununla övünecek kadar gurur yoksunu mu olur
insan? Yazar kimliği mankenle oluşmaz. Yazarlık yaratıcılıkla, farklı eserlere
imza atarak olur.
Yazarlık
kimliği para ile olmaz. Yazarlık kimliği kimsenin gezinmediği diyarlarda
gezinme cesareti göstermekle olur.
Yazarlık
kitabın kapağına mankenin resmini koymak ve parayla reklam yapmak değildir.
Okuyucudan
beklentimiz olmalıdır ama maalesef okuyucunun da popüler kültüre olan
düşkünlüğü bu durumu pekiştirmektedir. Okuyucu da popüler kişilerin peşinde
koşmaktadır. Televizyonun magazin programlarında gezinenlerin kitaplarını almak
için sıraya girmeyi tercih etmekte. Bununla övünme, havasını atma gibi gösteriş
arayışında.
Popüler
kültür yazarı ve okuyucuyu maniple etmeyi başarmış durumdadır. Şunu çok iyi
biliyor ve görüyoruz ki mankenle imzaya gelen yazarın ve kitabının ömrünün kısa
olduğu ve üzülerek söyleyelim ki bu kitaplar doğru dürüstte okunmamaktadır.
Yazarlığın
kimliğini kirletilmesinin önüne hem yayıncının hem yazarların hem de
okuyucuların geçmesi ve bu tip şovmen yazarlara fırsat vermemelidir.
Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder