2 Şubat 2019 Cumartesi

İlişkide Bağlanma Korkusu



İlişkide Bağlanma Korkusu
Bağlanma sorumluluk alma ve özgürlüğün sınırlanmasıyla doğrudan ilintilidir. Buna bağlı olarak yaşam tarzının değişikliğe açmaktır. İstediği gibi davranmaya ve yaşamaya alışmış birinin birden bunları terk etmesini beklemek çok da doğru değildir. Beklenilmesi gereken ama zamana yayılması gereken bir durumdur. Kişi tek yaşamaya alışmışken, başkasıyla ortak yaşamaya hazır olmamasına bağlanma korkusu diye tanımlanabilir. Bağlanma korkusu kaçak dövüşmeye benzer. Bir yandan isteme arzusu, bir yandan yeni yaşama hazır olamama endişesi arasında kalan kişi kendine ve karşısındakine haksızlık eder.

Bağlanma korkusu ortak yaşama adım atıldığı anda kaybolan bir korku halidir. Tek sorun o ilk adımı atma cesaretini gösterebilmektir. Gösterildiği zamanda dönüp, bir önceki halle bakıldığında ne kadar gereksiz ve anlamsız olduğu dair hayıflanma içine girilir. Dönemi ne kadar da fazla abartıldığı fark edilir. Ama insanoğlu tecrübe etmeden anlama zorluğu yaşayan bir varlık. Anlayana kadar da kendine bolca da işkence eder. İnsan acıdan haz almaz böyle işkencelerden ama yinede duyguların ürkütücü göstergesi insanı acıların içine sürükler.

Yetişme tarzı insanın ilerleyen yaşına rağmen değişmeyen alışkanlıklar edinir. Edinen bazı alışkanlıkların ömrü vardır. Alışkanlığın ölüm saati yaklaştığında insan bunu hisseder. Ve insan kendini savunma içinde bulunur. İnsan gereksiz yere bir direncin içine girer. Bu değiştiremeyeceğinden değil, değiştirmeye hazır olmadığından ve kendisini ne beklediğini bilmemesindendir. Edinen alışkanlık yerini başka bir alışkanlığa bırakması gerekir. Aslında bu yeni alışkanlık değildir, yani ortada yenilik de yoktur. Var olacak şey alışkanlığın disipline edilmesidir. Biraz düzene girmesidir. Başıboşluktan, vurdumduymazlıktan, sorumsuzluktan kurtulup bunun yerine yapılması gerekenleri yapmaktır. Başka bir deyişle daha önce yapmak istemediklerini, yapma zorunluluğun ortaya çıkmasıdır.

Kişi tekken istediği birçok şeyi yapmaması durumunda bir sorunla karşılaşmaz. Yapması için bir yaptırım gücüyle de karşılaşmaz. Yapması gerekeni de canı istediği zaman yapar. Kendine ve yapılacak işte rahatından, keyfinden taviz vermez. Ortak paylaşımda ise yapılması zorunlu olanlara karşı keyfi bir durum söz konusu olamayacağından, kişinin gözünü korkutur bu durum. Bunlar basit örnekler, ciddi olan konular bu basit örneklerle karşılaştırıldığında konun ciddiyeti fazlasıyla ortaya çıkacaktır.

Kaçmak her zaman kolay gibi gelir, aslında kaçmakta sanıldığı kadar kolay değildir. Kalmak ve kaçmak arasında çok ince bir çizgi vardır. Kaçmanın insana verdiği acı tarifsizdir. Kalması gerektiğini bildiği halde, gitmeye çabalamanın yüzme bilmeyenin suda boğulmamak için çırpınmasından farkı yoktur. Geri de kalanın acı kadar, gidende acı çeker. Giden gitmemesi gerektiğini az çok bilir; geri de kalanın bildikleri ise varsayımlar üzerine kurulur. Bu varsayımlardan birine sarılır.

Kaçmanın çözüm olmadığını insanın ancak kendisi anlar. Gidenin ardından bekleyenin, bekleme ya da beklememe hakkı kendisine aittir. Hiçbir zamanda kınanmamalıdır. Suç bağlanmaktan ve sorumluluk almayı göze alamayıp gidendir. Gidenin geldiğinde kimseyi bulamaması kendi suçudur, suçun bedeline de katlanmalıdır. Ortada bir bekleme süresi zorunlu olarak olacaktır. Çünkü bekleyen, gidenin ardında hemen toparlanması ve kendine yeni sayfa açması kolay olmayacaktır. Giden için bu bir fırsattır. Gidenin çok sürmeden kendini toparlaması gerekir ki geldiğinde gecikmiş olmasın.
Korku aşılması zor bir ruh halidir. Aşıldığı zamanda insanı yeniden dirilmesi gibidir. Korku aşıldığı zaman öndeki engellerde hızla kaldırılacaktır. Yeter ki korkunun üzerine gidilsin. Gidildiği zaman korkunun çokta korkulan bir şey olmadığı görülecektir.


Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Unit 42: Dijital Parmak İzi Sanal yani ikinci bir hayat/yaşam mecrasının kapısını sonuna kadar açan internet artık bizim beşinci organım...